Yerçekimine aykırı bir koridordu ruhum.
Önden önden yürüyen bu hoyrat varlıksa;
Tanıştırayım; bedenim.
Her ikisinden de sıyrılmış, bir “ben”
Tüm ilkel sesleri duymaya programlanmasına rağmen,
Sözcüklere itimat etmeyen.
Aslında, inanma sorunum yoktu.
Canımın istediğine inanabilirdim,
Kadere mesela..Gizliden, bir köle gibi bazen
Bir sonuca bağlanmak güven veriyordu.
Bu yüzden belki,
Ne hakiki bir melek görmüştüm ne şeytan..
Hakiki bir melek ya da şeytan görmemiş insan..
Hakikat nedir bilir miydi?
Ruhum ve bedenimi uzaktan izlemek
Kader miydi “ben”im seçimim mi?
Başkasının satırlarında çalım satan bir yazar gibi,
Bana yabancı bu alemi, geçici görüyor, küçümsüyordum.
Herşey olması gerektiği gibiydi sanki.
Şaşırmak için öbür dünyayı bekliyordum.
Şimdi çaresiz bir zamana sıkışmış,
Omuzlarımda hayali birer melek ve şeytan.
Gerçekliği su götürmez bir öbür dünya simülasyonuydu “ben”
Rüzgara karşı kibrit çakıyordum.
Hükmü bir tek baharda geçen.