Anlatılanların aslı varsa,
“Ne kadar yaşadın” diye sorarlarmış arafta…
“An”ları hani…Fiyakasını yani ömrün.
“Sırat”, kaldığım otelin adıymış.
Bir elim yanıyormuş diğeri buzmuş…
Ateşin özgül ağırlığı var mıymış?
Melekler aralarında tartışıyorlarmış.
Marquezvari bir tasvire girişecekmişim,
Yine aynı sabaha uyanacağım gelmiş aklıma,
Yalan olmuş şiirim.
“An”ların hesabını veremem diye,
Evrene boş mesajlar göndermeye karar vermişim.