8 Kasım 2011 Salı

MAHLER SYMPHONY NO 5

Girizgah

Büyük bir savaş sonrası, yenenleri, yenilenleri düşünür. ne için savaşıldığını, bir duygu olarak acıyı, çığlığı, intikamı, zaferi... kılıcını sapladığı etten süzülen kanlara vereceği anlamı düşünür.
sonra biter. güneş doğar. kanın artık akmadığı, sindirilmiş duygularıyla bir barış gelir. soluk alıp verme, savaş öncesindeki gibi olağan haline döner. tinler yorulmuştur. kazanan da yorulmuştur.
sonraki savaşa kadar herşey bu durumu korumak üzerine gelişecektir. toprak yeşerecek, bitkiler başlarını uzatacak, kuşların, arıların, kuzuların gürültüleri yükselecektir göğe yeniden.

bölüm 1

silahlar kınlarına çekildiğinde diller kelimeler üretir. çokça söz yayılır yeryüzüne. bir kakafoni hali.
buzluktan indirilmiş bir et gibidir ruh, ölüm korkusundan çözüldükçe duman duman kelimelerini salar mavi gökyüzüne.
işçi sınıfının hakları, sermayeye dayalı büyüme modeli, kadına şiddet, az gelişmiş ülkelerin durumu, ekosistemin geleceği, ezilmişler, yahudiler, çingeneler, tibetliler, kızılderililer, aborjinler, kürtler...

bölüm 2


Tüm bunların ötesinde barutun içinde dahi anlamını yitirmemiş bir duman vardır. re minörden fırça darbesine, aşktan anneliğe, atomun bilinmeyen parçalarından yapay kalplere. kelimeler seviştikçe anlamlar çoğalır. kıpır kıpır oynar varoluş. sanki kanla çoğalmışlar gibidir. insan kanıyla. etle besleniyor henüz tüm varoluş. ve yeni bir şeyler arıyor, ne bitki, ne mantar, ne kıkırdak, ne mercan ne de et gibi olan. başka bir şey. elle tutulmayan gözle görülmeyen bir ana maddeye yol alıyor tüm bilinç.

bölüm 3

tüm bu savaş, barış, bilim ve evrim dönemleri içinde sabit kalanlardan sözetmek isterim. eflatun söylemişti belki size bunları bir kaç zaman önce. sizler o sözlerin kumaşını ölçüp biçip, kesip dikip çeşit çeşit giysiler düzdünüz ölümlü bedenlerinize.
üzerinize yapışıp kalan giysiler. giysi olmaktan çıkıp artık siz olan, adınızla anılan kumaş parçaları.
kitaplar yazdınız, kutsal dediniz adına, tanrılar yarattınız korkularınızdan. cevabı bulduğunuzu söylediniz. oysa erken boşaldınız.

bölüm 4

saçlarınızı okşuyorum sizlere güven vermek için. umutsuz değilsiniz. siz duyan kulaklar. yalnızca biraz konsantrasyon ve kabullenmemek hemen çanağınıza konulanı. sorgulamak, keder pahasına acı çekmek. harcamak tüm enerjinizi değersizmiş gibi. bilerek yitirmek tüm kazanımlarınızı. kafanızdaki merakla inmek merdivenlerinden karanlık bodruma. yargısız atmak adımlarınızı. saçlarınızdaki parmakları hissetmek, güven duymak, görünmeyen, duyulmayan ama hissedilene.
ve sen artık O'nun kelimelerle anlatılmasını beklemeyenlerdensin öyle değil mi ?

bölüm 5
diz çökülmemesi gerektiğini, yalnızca kelimelerin anlatmaya çalıştıklarını anlamaya çalışmayı öğütledi yardımcı. oysa kelimeler ne kadar da yanıltıcı.yine arıyorsun kıbleni 21'inci yüzyıl. bir hayalkırıklığından başka nesin.

Final

hakikatın bitmeyen bir arayış olduğunun kavratılması için aciz maymuna. savaş mı gerekir uzaylılarla. gerekirse gelsin 2012, gelsin uzaylılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler